Sayfalar

5 Haziran 2014 Perşembe

''GARİP''ÇİLER


Evet bildiğimiz edebiyatımızın bir akımı olan Garip akımından bahsedeceğim. Ama hocanın verdiği ödev sonucu ansiklopedik bilgi arayanlar yanlış yerdesiniz. Burası blogger burada olmaz o sizi Vikipediye alalım:) ''Okumazsanız okumayın'' gibi şeyler ima etmiyorum tabi. Amaan hem ödev de neymiş ben bu zamana kadar yapmadım, bir şey olmuyor merak etmeyin:)

NOT: Bol şiirli bir edebiyat postu olacaktır ama duygulu şiirler değil, sonuçta Garip akımında bahsediyoruz;)

Garip hareketini başlatanlar;

Orhan Veli Kanık
Melih Cevdet Anday
Oktay Rifat Horozcu

Bakınız gariplik 1: Adamların baş harflerinden OMO çıkıyor:)
Omo!! Bizim Kore'ye de uydu değil mi?:)

Dediğim gibi Garip akımını açıklamayacağım, zaten adı üstünde;) Bir şiir yazayım anlarsınız :)

Ağaç
Ağaca bir taş attım;
Düşmedi taşım,
Düşmedi taşım.
Taşımı ağaç yedi;
Taşımı isterim,
Taşımı isterim!

Hah işte Garip şiiri bu:) İşte bu şiir oluyor ama garip bir şiir oluyor. Adamlar demiş ki biz istediğimiz her şeyi yazacağız ama kafiyeymiş, redifmiş... kural tanımayız. Şiir yazacağız diye estetik olmak zorunda da değiliz biz de böyle yazarız şiirimizi demişler bu çıkmış:) 

Orhan Veli bu akımın en iyisidir. İşin GARİBİ 36 yaşında ölmesine rağmen diğerlerine göre daha fazla ve güzel şiirler yazmış.Yaşasaymış neler yaparmış siz düşünün. Hocamızın anlattığına göre adam kuyuya düşüp ölmüş. Büyük ihtimalle de içkili iken ayağı kaymış.

Evet içki belki de Orhan Veli'nin ölümüne neden olsa da yöntem buymuş. Adamlar içkiliyken daha doğal, içten ve dürüst olduklarını düşünüyorlarmış ve içkiliyken yazdıkları şiirleri başyapıt sayıyorlarmış:) Ben de Garip şiirine ilgi duysam da baş yapıtımı ayık kafayla yapacağım:))
Ha bir de hipnoz yöntemi varmış. Hipnoz ettikleri kişilerin yazdığı şiirleri de çeşitli baskılardan kurtularak sadece bilinç altındakileri yansıttığını düşünerek başyapıt sayıyorlarmış yine. Mantıklı aslında düşününce herkesin üstünde çeşitli baskılar vardır ve bu baskılar nedeniyle doğal davranamayabilir ama içkili insanın ya da hipnoz edilmiş insanın tamamen doğal oldukları nereden çıktı? 

Garip hareketinden o kadar da garip olmayan bir şiir;
Anlatamıyorum
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu 
Bu derde düşmeden önce

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

Orhan Veli

Buraya kadar olan kısmı bir yılı aşkın bir süre önce yazmıştım. Artık taslaklardan çıkarmanın vakti geldi diye düşündüm :) Bu arada yazıya hiç dokunmadım tamamen bir yıl önceki düşüncelerim o kadar emek harcamışım silmek de istemedim :)

Yine Orhan Veli'den bir şiir. Tahminleri alayım? :))

İstanbul'u Dinliyorum
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı

İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyor, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından 
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli'nin bu şiiri bize çok duygulu gelebilir ama sadece gözlerini kapatmış ve İstanbul'u dinlemiş. Sonra da bunu kağıda dökmüş. Bu kadar basit (!) :)

Kitabei Sengi Mezar
Hiç bir şeyden çekmedi dünyada 
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda 
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendiye 

Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.

Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalması yadigar.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
''Ölüm Allah'ın emri,
Ayrılık olmasaydı.''

Bu da en sevdiklerimden :) Süleyman Efendi hocasıydı yanlış hatırlamıyorsam onun ölümü üzerine yazmıştı yine yanlış hatırlamıyorsam :)

Rahatı Kaçan Ağaç
Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın.

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsim, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı.

Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.

Bu da Melih Cevdet'ten...
Başlık dikkatimi çekiyor o yüzden paylaşmak istedim. Dikkat bunlar LYS'de çıkabilir ;)

Sırada Garip hareketine dair okuduğum ilk şiir olduğunu düşündüğüm şiir gelsin; (tanıma bak be!)
Ekmek ve Yıldızlar
Ekmek dizimde
Yıldızlar uzakta ta uzakta
Ekmek yiyorum yıldızlara bakarak
Öyle dalmışım ki sormayın
Bazen şaşırıp ekmek yerine
Yıldız yiyorum

Çok iyi ya! :D Keşke ben yazsaydım dediğim şiirlerdendir.
Bu arada Oktay Rifat'ın olduğunu bilmiyordum ya da unutmuş olmalıyım. Ondan da şiir paylaşmamıştım iyi oldu :)

Son olarak gruba ithafen...

Fotoğraf
Dört kişi parkta çektirmişiz,
Ben, Orhan, Oktay, bir de Şinasi...
Anlaşılan sonbahar
Kimimiz paltolu, kimimiz ceketli
Yapraksız arkamızdaki ağaçlar...
Babası daha ölmemiş Oktay'ın,
Ben bıyıksızım,
Orhan, Süleyman Efendiyi tanımamış.

Ama ben hiç böyle mahzun olmadım;
Ölümü hatırlatan ne var bu resimde?
Oysa hayattayız hepimiz.

Edebiyatımızda ilk aykırı akımın doğmasına vesile olan üç şaire (!) saygılar...


23 yorum:

  1. Şimdi İstanbul'u Dinliyorum şiiri garip akımının bir örneğimiymiş öğrenince bir garip oldum :DD Bu arada adaşız :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bize duygulu geliyor ama adam gözünü kapatıp yazmış :)
      Aa Hatice ismin yani? LoverK olamayacağına göre :D

      Sil
    2. Aslında adım loverK arkadaşlar kısaca Hatice der adfsadfs vay bee işte adam o yüzden şair bizde sıradan insanız asfadgdd

      Sil
    3. Tamam anladım Haticeymiş :D Biliyor musun hiç benim adımda bir arkadaşım falan olmadı benim çok garip oluyormuş :D
      Evet o yüzden bence her insanda şair olabilme potansiyeli var :)

      Sil
    4. Benim daha önceden olmuştu. Kıza her Hatice dediğimde tuhaf oluyodum insan kendi adına söyleyince tuhaf oluyor zaten :D

      Yok yahu ben gözlerimi kapatsam yaşadığım şehir hakkında o kadar uzun ve manalı gelen bir şiir yazamam uyurum yahu :DD ha ama manda yuva yapmış söğüt dalına tarzı olursa anca öyle olur :DD

      Sil
  2. omo omo ama güldüm ama.

    anlatamıyorum'u bella diye bi kadına yazmış orhan veli, geçende sergisinde görmüştüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))
      Öyle mi? Bella.. ismi de güzelmiş :)
      Bir kişiye söylüyor yani belli aslında her okuduğumda hissediyordum bunu da bize sesleniyor gibi geliyordu :p

      Sil
  3. http://sadevederin.blogspot.com.tr/2014/05/sakin-sasirma-orhan-veli-100-yasinda.html
    ama oku bak iki kadına birden aşıkmış. biri evli biri de arkadaşının eşinin kardeşi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu yazını görmüştüm okuyacaktım okumamışım demek ki :D
      Çok isterdim ben de öyle bir sergiye katılmayı Orhan Veli en merak ettiğim yazarlardan biri
      Ama nasıl iki kadına birden aşık olabilir ki, garip :)

      Sil
    2. Şairlerin özel hayatları niye bu kadar eğlenceli gelir bana anlamam :D çok merak ettim kitabı :)

      Sil
    3. O kuru bilgilerin arkasındaki dünya çok gizemli geliyor bana da :)

      Sil
  4. benim blogda kültür başlığında 3 mayıs yazdığım sergi yazısı. bak bi dee üç tane mim yazdım kiiii. yapsan yaaaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya ben senin diğer yorumuna cevap yazana kadar yenisini yazıyorsun hızına yetişemiyorum :D
      Yaparım tabi çok teşekkürler :)

      Sil
  5. Blogunuzu cok begendım ve takıbıme aldım.
    Benımkıne de beklerım^^
    http://eelifsenturk.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
  6. Yedi Meşalecilerle ilgilide bir yazı alsak fena olmaz Lys'ye bilmem kaç gün kala iyi akılda kalıyor :D Aslında Cumhuriyet de fena olmazdı ama artık o imkansızı istemek olur herhalde :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahaha sınava yönelik yazmamıştım ki ama yararlı olursa ne mutlu, bi de LYS'de çıkıyormuş çok şaşırırım :D
      Ben Divan'dayım daha çalışacağım onlara matematik sınavı bi bitsin :D
      İmkansız deme ya hallederiz Cumhuriyet neymiş :) Bi de ben atarak çözüyorum baya iyi oluyor çalışırsam ters teper diye korkuyorum :))

      Sil
  7. Başka sınava giriyor musun ? Ben hepsine giriyorum ve genelinde de bu çalışmayla atacağa benziyorum Allah sonumuzu hayır etsin ne diyeyim :D :D

    YanıtlaSil
  8. Ben de hepsine giriyorum :D Ve bunu benden başka ilk defa sende gördüm
    Dara darammm ''en şansını zorlayıcı blogger'' ilan edildin :D :P
    Haha şaka bir yana bence çok doğru bir şey yapıyoruz sonuçta ne olacağı belli olmaz tercih hakkımız artıyor. Ben de geçen sene bol bol atmıştım bu kadar resmi bir sınavda bu kadar atma özgürlüğü güzel bir şey aslında ama sınav sonuçları hiç fena gelmiyor sen yine de çok rahat atma tercih yaparsın belki ben de tabi :))

    YanıtlaSil
  9. Dil de dahil mi ? Yok ben zaten çok destekli atıyorum görmediğim halde fizikten attığımı çok güzel tutturuyorum :D Demek ki biz blogger sahiplerinin kanında var bu ahaah :D Elimde fırsat varken değerlendireyim dedim hem nedense böyle sınavda atarcağımdan mıdır nedir ösym'ye nispet yapıyormuş hissine kapılıyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabi ben eski dilcilerdenim :p
      Fizik başka türlü çözülmez zaten:) Haha sadece bunun için bile girilir diğerlerine ama insan bıkıyor 2 haftada :))

      Sil
  10. Eline sağlık güzel bir yazı olmuş, severim Garipçilerin şiirlerini, özellikle Orhan Veli :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen özellikle Orhan Veli :)
      Çok teşekkür ederim ya uzun süredir yoktun bitiyor sınavlar :) Umarım iyi geçer ikimizinki de ^^

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...