Kanser olan kız kardeşinize yedek parça temin etmek için dünyaya geldiğinizi bilseydiniz ne yapardınız?
Kanser kızın açısından baktığımızda daha hayatı yaşayamadan küçücük bir çocukken bu hastalığa yakalanmışsınız ve 5 yıl boyunca bununla yaşamışsınız. Bunun ne kadar zor olduğunu anlamak için fazla düşünmeye gerek yoktur herhalde. Ama beni en çok etkileyenlerden biri Montana kısmıydı.En çok sevdiği yer orasıymış. Belki de gittiği tek yer olduğu için...
Zaten annenin tarafı ayrı bir hüzünlü hangi anne kabullenebilir ki küçücük kızının kanser olduğunu? Cameron Diaz da çok güzel üstesinden gelmiş bu rolün.
Bu sahne acıklıydı.Tabii Arka Sokaklardaki kadar olmasa da. Aynı şeyler Komiser Mesut'un başına da geliyordu. Tabii Mesut'un konuşması alttan çalan fon müzik de etkili bunda. E severiz acıtasyonu Türk milleti olarak...
Bu çifti yakıştırmıştım filmde. Thomas Dekker'imiz de kanser bir çocuğu oynadı. Bir replikte kardeşi nasıl hissettin gibi bir şey sormuştu yanlış hatırlamıyorsam ve Kate'in cevabı ''Diğer parçamı bulmuş gibi...'' Çocuğun erken ölmesi de ayrı bir üzdü tabii...
Ve son olarak bu kadar dramatizmin yanında mesaj veren başka bir konu: 11 yaşındaki kızın kendi isteği olmadan organ bağışı yaptırılmasıyla ilgili ailesine dava açması ve kazanması. Bunu kendi isteğiyle yapmadı tabii ama sonuçta insanlara örnek olabilecek bir olay. Beden hürriyeti...Türkiye'de böyle olayların olacağını pek sanmıyorum ama gelişmekte olan bir ülkeyiz:)
Bu filmin kitap hali de varmış. Okumadım ama okumayı isterim. İzlemenizi tavsiye edebileceğim bir film. Sonuçta bazen düşünmeye ve bir kaç damla göz yaşı dökmeye ihtiyacımız olabiliyor...