Sayfalar

31 Temmuz 2013 Çarşamba

Geç Kalan ''Bir Aşk Hikayesi'' Yorumum :)

Biliyorsunuz ki Bir Aşk Hikayesi Kore dizisi olan Im Sorry I Love You'dan uyarlama. Ama bu yazı eleştirmek ya da çok beğendiğimi dile getirmek için yazılmış bir şey değil.
Ablam bu diziyi sürekli takip ediyor. Fanı oldu diyebilirim :) Ben de dün onunla beraber izlemiştim. İlk bölümlerini de izledim zaten.
İlk başlarda fragmanları gördüğümde ''Olmaz bu'' demiştim. Sonra izledim tabi değerlendirme yapmak için. İlk bölümleri neredeyse bire bir aynıydı hatta bizim toplumumuza değişik gelen yerleri bile değiştirmemişler. İlk altı bölümden sonra konuyu uzattılar. E olması gereken de buydu. Bizim ülkemiz sınırları içerisinde 16 bölümlük dizi mi olur ? :) İnsanlar tutulmadı da yayından kaldırıldı sanırlar :) İşte konu dışına çıkınca sevmedim ben izlemeyi bıraktım zaten ondan sonra. Sanırım olayların kemik halini değiştirmeyecekler ama bir süre uzatacaklar.
Dün 17. bölümü yayındaydı. Sonlarına doğru Misa'da hep olsun diye beklediğimiz sahne gerçekleşti :) Gönül (Korkut'un annesi) aslında çocuğunu bırakmadığını, ona oyun oynandığını falan söyledi. Yani Korkut gerçekleri öğrendi. Büyük ihtimalle çocuğun benim demeyecek ama öğrenmesi bile yeter :) Ben zaten sadece bunu söylemek için yazdım bu yazıyı kkk
Bundan sonra da izlemem sanırım çünkü Aslı'nın gelişi, Tolga'nın babasının(aslında Korkut'un) gelişi soğuttu beni. Hatta Zuhal Olcay çocuğunu bulduğunu düşünerek başka birini kızı sanıyormuş ablamın dediğine göre. İşler iyice sarpa sarıyor yani.
Ablam Misa'yı izlememekte ısrarlı bunu ayrı bir dizi olarak düşünmemi söylüyor ama ben orijinalini izlediğim için düşünemiyorum işte :) Ama ben de ısrarlıyım ona Misa'yı izleteceğim.
Yine de ben dizinin sonunu merak ediyorum, orijinaliteyi koruyup Korkut'u öldürecekler mi, yoksa (gözlemlediğim kadarıyla) seyircinin istediği gibi sonu değiştirecekler mi? O zamana  kadar yayından kalkmazsa son bölümünü izlerim :)

NOT: Ama bence bu ve bunun gibi uyarlamalar Kore dizi/filmlerinin ne kadar çok tutulduğunu gösterir ve bizim bu bağlılıktan dolayı deli muamelesi görmemizi bir nebze olsun engeller :) Ve orijinallerini izlediklerinde Kore dizi sektörünün bizimkinden daha üstün olduklarını anlarlar. Bu da yayılma politikamız için iyi bir şey bence :)

Bazen bir şey yaparsın, ama sen de anlamazsın.



Şimdi ben az önce bulaşık yıkadım. Sonra açıktaki ekmeği gördüm. Biliyorsunuzdur büyük ihtimalle ama bilmiyorsanız da söyleyeyim ekmek açıkta kalırsa sertleşir. Poşetin içine koyarız biz. Ekmeğin sertleşeceğini bile bile orada bıraktım. Kaderiyle baş başa bıraktım da diyebiliriz bir nevi :) Hayır aslında hiç bir kötü maksatım yoktu ekmek sertleşsin diye bilerek yapmış değilim yani :) Şu an bi açıklama getirmeye çalışıyorum ama yok. Anneme de derim artık bilmem takmadım ekmeği diye :)
Az önce de ablamla konuşuyorduk, onların evinde de bardak kırılacak mı diye yere atmıştım. Evet cam bardak kırılacak mı diye yere bıraktım :) Kırıldı tabi. O an da içimden hiç bir şey geçmemişti sadece herkes şaşkın şaşkın bana bakıyordu :)
Böyle garip şeyler yapıyorum ama amacım ne bilmeden yapıyorum :)
Siz de yapıyor musunuz böyle şeyler ? 

30 Temmuz 2013 Salı

Benim 1 İngilizce Öğretmenim Vardı...

Bu resim de ''Açılın, ben İngilizce öğretmeniyim'' hissi uyandırdı XD

Ben lisede ne kadar asosyal bir kişiliksem ortaokulda da o kadar popülerdim. Popüler derken hani havalı, güzel-yakışıklı, zengin... tipler olur ya onlar gibi değil ama. Popülerdim çünkü hocalarla arkadaş gibiydim hatta hocalar benim en yakın arkadaşlarımdı.... falan :D Aramızda acayip diyaloglar olurdu hala hatırladıkça şaşırıyorum. Ben miydim onları söyleyen ? Ama bende yerleri hep ayrı kalacak, asla unutmayacağım onları ve sanırım onlar da beni unutmayacak :D
Mesela ben dershanede denemedeydim, kuzenim kapıda benim sınavımın bitmesini bekliyordu. İlkokuldan ikimizin de dersine giren İngilizce öğretmenini görmüş. Hoca hemen beni sormuş kuzenim olduğunu bildiği için. Kuzenim de ''Hocam hatırladınız mı Haticeyi'' demiş. Hoca da Hatice unutulacak kız mı demiş :D Bi fırtına gibi geçtim yani okulumdan :P Mesela sizle bir kaç diyalog paylaşayım;

Hoca satranç kulübünde öğretmenmiş. Bana da kulüple ilgili bir evrak verdi aşağıya götür dedi. Ben de baktım. Sen hocanın sana verdiği kağıda ne diye bakarsın ? Sana ne demi?

Ben: Hocaam! Siz satranç kulübünde misiniz??
Hoca: Evet. Ne sandın. (her zamanki havalı)
Ben: Ama benim bildiğim kadarıyla satrancı zekiler oynar, siz nasıl oynuyorsunuz ki ? (O.o)
(Hala bunu söylediğime inanamıyorum :))
Sonra tüm sınıf benim üstüme yürümeye başladı. İşte sen haddini aştın, hocaya aptal-gerizekalı mı demeye kalkıyorsun, sen kim oluyorsun. Karşındaki bir öğretmen... Ben korktum tabi. Hemen hocanın arkasına saklandım :D Pişkinliğe bak. Hocaya laf ediyorum sonra da tekrar hocaya sığınıyorum. Biri demişti ya hani ''o bir öğretmen'' diye ben de ona cevaben ''O öğretmense ben de geleceğin öğretmeniyim'' diye el kol hareketi yapıyorum, hocanın arkasından :D Hoca ne dese beğenirsiniz ? ''Geleceğin öğretmeni ? Hmm.. Tuttum bu lafı!'' :)) Adam cidden sabırlıymış ama.

Sonraa..

Arkadaşım: Hocam çok hızlı konuşuyorsunuz, anlamıyorum.
Ben: Hocam ben de çok hızlı konuşurum iyi anlaşacağız biz. (yağcılığa gel)
Hoca: Zaten zekilerle aptallar iyi anlaşırlarmış.
Ben: Hocaam ??
Hoca: Nee ?
Ben: Hocam kusura bakmayın ama oradaki zeki ben oluyorum.
Hoca: Ben zaten sana zeki değilsin demedim ki.. Yarası olan gocunur.
Ben:...


Hoca:... (Burada hoca her zamanki gibi kendini över)
Ben: Hocam kendinizi övmede de bir numarasınız.
Hoca: Ben senden önce de bir numaraydım, senden sonra da bir numarayım.
Ben:...(oldu o zaman görüşürüz.)


Hoca: Çok konuşuyorsun, boş konuşuyorsun da iyi kızsın seviyorum seni.
Ben: Ben de sizi seviyorum hocam. Her şeye rağmen...
Hoca: Ben seni hiç bir şeye rağmen seviyorum.
Ben: The person you have called cannot be reached at the moment

İlkokul dendi mi ilk kendisi gelir aklıma :) Dikkatinizi çekerim hiç bir konuşmada da cevap verememişim :( Daha böyle bissürü diyalog var ve yine hiç birine cevap veremiyorum :) Hoca çok havalıydı ama. Yok şu kadar ülke gezdim, şu kadar dil biliyorum. Şu ülkede okudum. İngilizce öğretmenisin, bil bir zahmet!
Sadece bir yıl dersime girdi ama hayatımda unutamayacağım öğretmenler listesinde derece yapar :) Evet öyle bir listem var :P
Ama buradan hep kavga ettiğimizi, didiştiğimizi düşünmeyin. Bir keresinde tüm sınıfa karşı beni savunmuştu. Bu sözü pek onaylamasam da ''Buradaki bir öğrenci için hepinizi yakarım'' demişti. Sonra sözlülerime 100-100 verse bile 5 düşmüyordu İngilizce. O da yazılı notlarımı yükseltmiş :) Bana kendi söylemedi hatta. Arkadaşım söyledi.

Arkadaşım: Bak hoca yazılı notlarını yükseltmiş, 5 düşsün diye. (ki yapmayacağı bir şey)
Ben: Hocam, yazılı notlarımı yükseltmişsiniz ?
Hoca: Evet, yükselttim. Yükseltmese miydim ?
Ve gıcık öğrenci ''Yükseltmeseniz de olurdu.'' diyerek arkasını dönüp giderken altta kalmak istemeyen öğretmen ''Kıza bak ya notlarını yükseltiyoruz, yine yaranamıyoruz'' diyerek sitemlerini bildiriyordu :p

Neyse, hocama buradan sevgilerimi ve hürmetlerimi gönderiyorum. Bunu duysa gözleri yaşarırdı ya neyse :) Ya da dalga geçerdi bilemedim şimdi :D
Bu resim de hocam için gelsin :)

26 Temmuz 2013 Cuma

Hayır ağlamıyorum gözüme ÖSYM kaçtı. :(

Başlıktan da tahmin edebileceğiniz gibi bugün tercih sonuçları açıklandı. Ben tercih yapmamıştım beni ne ilgilendiriyor değil mi? Öyle olmuyor işte. Arkadaşların Facebookta üniversitelerini güncellemeleri zoruna gidiyor insanın. Yani aklımdan ikinci tercihi yapıp bi yere gitmek bile geçti ama birinci tercihi yapmayıp ikinciyi yapmak salaklıktır bence. Twitter'dan takip eden varsa zaten görmüştür, bütün gece bu konu hakkında konuştum :) İnsanlar demiştir üniversite kazansaydı ne kadar konuşurdu acaba diye :))
Dün ablam evde yoktu bizimkiler de erkenden yattı ben de namazımı kılıp yatacaktım ama Ramazan boyunca sahura kadar yatmadığım için uykumun gelmeyeceğini de biliyordum :) O yüzden uykum gelene kadar kitap okurum sonra da yatarım diye düşündüm. Ama sonra aklımda bissürü fikir belirdi. Biraz kaba olacak ama şu sıralar bir bloga dadandım :) (Spot Işığını Arayan Kız) Onun geçmiş yazılarını okuyorum yaşadıklarımız biraz benziyor da :) Onu okumak geldi aklıma işte sonra bayram yaklaşıyor biraz elbise bakayım dedim :) Sonra da bi Twittera girdim öğrendim ki sonuçlar açıklanmış. Hani kitap okuyup yatacaktın? İşte bu saate kadar ayaktayım :) Bugün de dershaneye yazılacağız, dershanelerdeki o uzuun imza atma evresini bilir misiniz? İşte o kısımda uyumayı düşünüyorum da XD
Bu arada dershane demişken geçen yazımda isim vermeyeyim demiştim ama o sırada Zirve'ye yazılmayı düşünüyordum şimdi karar değiştirdim Final'e yazılacağım. Geçen sene de FEM'e gitmiştim ondan önce Final ve Zirve :) 3 büyükleri dolaşmışım yani :D Bazen diyorum ben kendimin kızı olsam (hı?) dershaneye falan göndermem :) Hayır prensip olarak kullanmıyorum dershaneyi ama adı gidiyor oluyoruz :D Neyse işte ben baya dağıtıyorum konuyu bugün :p Sizce hangisine gideyim diyecektim. Tabii şehirden şehire değişir. Onun için boşverin siz çünkü ben bu dünyadaki aklını karıştırabileceğiniz en kolay insanım :) Aslında sorun bende değil. Benim burcum yay yani çok kararsız, yükselenim terazi yani çok kararlı :D Dengesiz bi şey olmuşum ben :) Ya da kararsızlıkta karar kılmışım XD

Aslında yazıyı bitirmem gerekiyor ama yazmak istiyorum :) Mesela geçen yazımda bahsetmiştim ''Yeşil Yol''. Onu izledim dün, çok güzeldi ve de ağladım :) Beni ağlatmak kolay değildir yani onun için söylüyorum :) Bir de en kısa sürede gelmiş geçmiş en iyi film kabul edilen ''Esaretin Bedeli''ni izlemek istiyorum. Yazıyorum çünkü yorumlar beni etkiliyor, geçen yazımda yorumlardan sonra izlemiştim zaten Yeşil Yolu da...

Artık bugün dershaneye yazılırsak yeni kitaplarım gelir ve tatilim biter :) Yeni bir setle çalışmaya başlamak istemiştim, bana şans dileyin de güzelce çalışayım :) Çünkü hayatımda hiç olmadığım kadar ciddiyim Ayşe'nin de dediği gibi 12 ay sonra bugün ben de üniversiteli olacağım (inşallah) :) Zaten yazacak konu bulamıyorum bir sonraki yazımda bir sürpriz olmazsa ders çalışmaktan bıkmış öğrenci modunda burada olurum :)

O zamaan şimdi annemi uyandırıp namaz kılma vakti ;)

NOT: Bu da postun resmi olsun ^^

:))

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Saçma bi' şey..

Hani yolda giderken başka bir yola dönersiniz de tam da o sırada karşınıza biri çıkar, siz yana geçersiniz karşıdaki de geçer siz diğer yana geçersiniz karşıdaki de geçer. Bir kaç kere seri şekilde tekrarlanır ve rezil olursunuz doğal olarak :D Ben anlatamadım sanırım ama siz anladınız olayı :) Bu aslında normal bir durum tabi bir insanla olunca...
Bir kedi ile değil !!!
Güler misiniz, ağlar mısınız, rezil olduğunuzu mu düşünürsünüz? Hem de kediye :)
İşte bakkala gidiyordum döndüm ve önümde kedi. Korktum tabii, kedi de korktu ama :) Çok komik bir sahneydi ya kedi resmen insan gibi 3 defa sağa sola gitti benimle. Sonra ben arkaya doğru gidince kaçtı :) Ben bakkala girdim baktım kedi bana bakıyor :) Sonra ben de bakınca rahatsız oldu sanırım bana baka baka gitti :D Eve geldim anlattım bizimkilerin yorumu şu şekilde;
Kedi şöyle düşünmüştür ''Birazcık boy farkı var ama sanırım bu da bizden''
Sana da bu şansla ancak kedi geri dönüp bakar :p


Kedi bana aynen bu şekilde bakıyordu ben bakkaldayken :)

Sizin de başınıza böyle bir olay geldi mi ? Yaşama ihtimaliniz var eğer kediden korkuyorsanız (aniden görünce).

23 Temmuz 2013 Salı

Durum Güncellemesi:)

Görüldüğü üzere Facebook hayatımıza baya yerleşmiş :)
Uzun süredir yazmıyorum ya da öyle hissediyorum :) Bir gireyim ne yapıyorum, ne ediyorum yazayım istedim.

Biliyorsunuz tercihler yapıldı bitti. Ben yapmadım ama. Bu yıl da hazırlanacağım kesinleşti anlayacağınız. Çalışmalara ufak ufak başlamıştım ama son bir kaç gündür çalışamıyorum nazar oldu sanırım :) Kendi nazarım bile değmiş olabilir :p Bu gün de annemle dershaneleri dolaştık biraz. İsim vermeyeyim ama birinde karar kıldım yarın yazılıyorum inşallah. Ama opss o da ne yine bir sorun var :(
Hangi bölümden hazırlanacağım? :) İnsanlar bu bölüm olayına 9. sınıfta karar verir 10. sınıfta bitirir ben liseyi bitirdim hala bölümümü seçemedim :)
Şimdi dilim iyi ama dilden hazırlanmayacağım, TM mi? Sayısal mı? Liseden sayısalcı olarak mezun oldum,
3 yıl boyunca sayısal gördüm, hem sayısalda daha fazla bölüm var. Ama bi kolda iki karpuz taşınmaz birinden birini seçmek zorundayım :/ Ben de TM'den hazırlanmaya karar verdim, hukuk için çalışacağım inşallah :)
Bu gün de kendime tatil ilan ettim, kitap okudum filan. Kitaplarım gelsin yarın düzenli bir şekilde başlayacağım çalışmaya :) Bu arada YGS'nin de tarihi açıklanmış, 30 Mart :(
Bence aralıkta olsa iyiydi kurtulurduk biran önce ama yapacak bir şey yok :(

Neyse bu kadar sıkıcı konulardan bahsettiğimiz yeter :)
Sizin Ramazanınız nasıl geçiyor ? Ben görüldüğü gibi sahura kadar uyumuyorum, normalde ders çalışıyordum ama bugün tatil :) Bir ara sabahları da uyuyamıyordum zombiye bağlamıştım resmen :) Bu arada iki gündür davulcumuz gelmiyor. Trip atıyor sanırım adam :) Sana sesleniyorum davulcu amca özledik seni gel artık :))

Sonraa, neler izliyorum ? ''Another'' diye bir animeye başlamıştım biraz korkunca ara verdim :)) Evet bir animeden korkacağım benim de aklıma gelmezdi ama korktum işte :) Hem kendisi ilk animem olur, ama uzun bir anime listesi yaptım yarım dizilerimi bitirip anime eksiklerimi kapatacağım. ''Yeşil Yol'' diye bir film uzun süredir PC'de. Onu izlemem lazım bir de. Yazıyorum çünkü izleyenleriniz varsa güzel bir şeyler söyler de zavallıcık da benim elimden kurtulmuş olur :) Ondan sonra da First Time'ı izlemek istiyorum, Çin filmiymiş bir kaç bloggerda gördüm :) Biraz yerele dönecek olursak sanırım ilk bölümüydü bugün bir bebek dizisine baktık :) Evet adını unuttum :) Nurgül Yeşilçay ile Şahin Irmak oynuyor anlamışsınızdır şimdi :) Beni çok sarmadı ama komikti.

İştee günlerim böyle geçiyor boş boş yani :) Ama benim en sevdiğim hayat tarzı bu :p


14 Temmuz 2013 Pazar

Ben Ki''mim''?

Bu mimi biir sürü blogda gördüm, okudum. Artık biri beni mimlemeseydi kendi kendimi mimleyip cevaplayacaktım :D
O zaman beni mimleyerek bu çılgınlığı yapmamı engelleyen Şeyda'nın Şeyleri blogunun sahibesi Şeyda'ya teşekkür ederek başlayalım :D

Ben kimim?
Çok genel bir soruymuş. Şu an size bir kaç sayfa yazabilirim yani :p Ama bunu istemezsiniz değil mi?:)
O zaman genel olarak tanıtayım kendimi; 
Adım: Hatice, Kahramanmaraşlıyım, 18 yaşındayım yarışmacı arkadaşlara başasdfghjklş .. Tamam tamam bu soğuk espriyi yapmayacağım. Öğrenci sayılırım bir de..

Blogumun adı nereden geliyor?
Aslında ilk zamanlar iki kere isim değiştirmiştim, bu mimi yapma ihtimalim için dün düşündüm ama ikisini de hatırlayamadım :) Hafızamın çok kuvvetli olduğunu da söylemiş miydim? :P
Her neyse, ablama dedim ki abla benim blogum var isim arıyorum sence 'ne olsun' dedim. O da ''Ne Olsun'' olsun dedi :)) Nasıl yani ? Saçmalama ? oldu tabi ilk tepkim ama sonra açıkladı ;
İyilik olsun, güzellik olsun, mutluluk olsun. Aşk olsun:) Kısaca 'Ne Olsun' gibi iki etkileyici cümle kurdu ben de hemen atıldım tabi :) Ama çok memnun değilim, saçma bir isim. Ama değiştirmeyi de düşünmüyorum çoktan özdeşleştim blogumla :))

Blog açmaya nasıl karar verdin?
Ben ne bulsa atlayan, ne keşfetse kendi de yapmak isteyen biriyim. Blogun nasıl bir şey olduğunu keşfettiğimde açtım bir tane de kendime :) Uzun süre kullanamadım tabi, sonra öğrendik işte :) 
Bununla ilgili bir yazı yazmıştım hatta.Sanmıyorum ama daha ayrıntılı okumak isterseniz: Blog mu, o da ne ?

Neden yaşam blogu?
Şimdi ben blogun ne olduğunu anlar anlamaz açtım dedim ya ilk tanıdığım bloglar kişisel bloglardı. Zaten farklı bir alanda blog açacak bir bilgi/birikime sahip değilim.

Kişiliğim?
Dobra dobra yazacağım, kemerlerinizi takın ;)
Fazla merhametli değilim, acıma duygum çok yok. Tembelim, kelimenin her türlü anlamıyla tembelim. Biri zorlamazsa bir iş yapmam bazen biri zorlasa da yapmam. Okulda da tembeldim zaten, 20 kişinin taktir aldığı 23 kişilik sınıfta diğer üç kişi arasındaydım. Sorumsuzum, hani şu her yere geç kalan tip var ya işte o benim. Duygusuzum (odunum). Beceriksizim, her türlü işi itina ile bozarım. Dikkatsizim, 18 yıldır aynı evde yaşıyorum hala eşyaların yerini tam olarak bilmem. Hiç bir şeyi takmam:)
Bazen salaklık derecesinde safım ama bazen insanları hiç bir şey demeseler bile anlayabiliyorum. İnsanları kesinlikle kırmak istemem hatta bu yüzden çoğu şeyi içime atarım ki bundan biran önce kurtulmak istiyorum. Yüzümde güller açmasa da hatta dışarıdan çok ciddi görünsem de hep pozitifim. İyi niyetliyim. Ha bir de mütevaziyim :)) hehe böyle sayınca kendimi kötü hissettim :p
İşte böyle, siz ne düşünüyorsunuz benim hakkımda ? :p

Hoşlandıklarım?
K-drama, K-pop, K-people... Kısaca  Kore ile ilgili her şey :) Nickimden de belli olmuyor mu? ''LoverK''
Yemek yemek, Browni+kahve, dankek+kahve, üçgen çikolata, uyumak, yemek yemek, dizi-film izlemek, Twitter-Facebook-Blogger üçlüsü :), PC, yemek yemek, dans, futbol, maç izlemek, Hyoyeon, Pink, Demi Lovato, yemek yemek, kediler, tembellik etmek, ojeler... Ha bir de yemek yemek.

Hoşlanmadıklarım?
Ders çalışmak, uzun yol yürümek, aç kalmak, TV-PC'nin dolu olması, anlayışsız-bencil insanlar, benbilirimciler... aklıma daha fazla bi şey gelmedi :)

En çok sevdiğim makyaj malzemem?
Siyah göz kalemi. Göz içine çekmeyi sevmem ama göz kapağıma çekmeyi severim :)

Çantamda olmazsa olmazım?
Cüzdan:) Sonuçta para varsa her şey vardır :)

En son okuduğum kitap?
Hı? Ne? Kitap mı? Aa şurada uçan kuş mu?
Neyse kaçışım yok cevap veriyorum; Altın Işık_Ziya Gökalp :)
Evet, 'evde olan ve okumadığım bütün kitapları okuma' olayını abarttım sanırım:) Zaten yaşıma uygun olmadığını anlayıp bitmeden bıraktım.

Sonundaa, sorular bitti şimdi mimleme zamanı :)

Makyajlı Birileri
dikiş ve tasarım aşkı
Bir garip kişilik
Arrakis
3gen
Güneş Gülerse

Yeterli sanırım, kolay gelsin :)


10 Temmuz 2013 Çarşamba

100 Koyun meselesi :/

Hepiniz bilirsiniz 100 Koyun olayını. Uyuyamayanların uyuyabilmek için 100 koyun sayması, ama 100'e ulaşamadan uyuması :) Bilimsel olarak açıklaması ne bakmadım ya da bilimsel olarak böyle bir şey var mı bilmiyorum. Zaten buraya olaya mantıklı bir açıklama yapmaya da gelmedim aksine yeterince mantıksız bir yazı olacak :p

Ben bu koyun saymayı zaten birkaç kere yaptım. Bir defasında etkili olmamıştı 100'ü gördüm çünkü. Ama çoğu sefer kaçta kaldığımı unuttuğum için tekrar başlıyorum, yine yine unutunca sinirlenip bırakıyorum :) Yani bütün ev uykuda ben bi de koyunlara sinirlendiğim için uyuyamıyorum :) Mesela nerede kaldığımı unutmadığım zamanlarda da koyunlarla uğraşıyorum :) Düz yolda sayacağıma bir çitin üstünden atlatıyorum, sonra biri takılıp düşüyo öteki de onun üstüne düşüyo :) İstemli yapmıyorum ama kendileri öyle yapıyor :)
Sonra sürünün arkadan bir uyanık sessizce kaçarken yakalıyorum, al bütün konsantre bitti, kaçta kalmıştım ben?
İşte ablam ve kardeşimle tolu olarak uykumuzun gelmediği bir gün bunu konuşuyorduk benden vahimleri de varmış. Ablam dedi ki bizimkilerin düğünü var O.o Ben onları nişanladım, evlencekler yakında. İsim bile koymuş koyunlara :)

Ablamın durum daha vahim yani, koyunlardan bir dünya yaratmış kendine :)
Ben de merak ettim acaba herkes bu koyunları nasıl sayıyor ? Bizim yaptıklarımız normal mi? Yoksa deli olduğumuzu mu düşünüyorsunuz? :)


8 Temmuz 2013 Pazartesi

90'lar müziği

Sabah Gazetesinde 90'lar dizisiyle birlikte 90'ların duygusal müziklerine de geri dönüşlerin olduğu ile ilgili bir yazı vardı ve o dönemin meşhur duygusal parçalarını yazmışlardı. Gerçekten de benim çok sevdiğim şarkılardı çoğu, ama bir dönem bütün müziklerim silindiği için gitmişti. Ben de hepsini tekrar indirdim :) Sizin de başınıza aynı şey gelmiş olabilir diye Sabah Gazetesinin yazdıklarını buraya da yazayım istedim;

Delikanlım_Yıldız Tilbe
Üzgünüm_Jale
Cesaretin Var mı Aşka_Gülay
Yerine Sevemem_Gökhan Kırdar
Haram Geceler_Nilüfer
Ayrılmam_Aşkın Nur Yengi
Her Şeyi Yak_Sezen Aksu
Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk_Levent Yüksel
Geceler Kara Tren_Nazan Öncel
Sevmek Zamanı_Oya Bora
Aldırma Deli Gönlüm_Sertap Erener
Yemin Ettim_Kayahan
Vazgeçemem_Tarkan
Ellerim Bomboş_Fatih Erkoç
Gönül Yareler İçinde_Bendeniz

Ben de 94'ün sonu doğumluyum Kasım yani sonra ''aa 19 yaşında mısın'' gibi sorular duymak istemiyorum :) Hayatta en gıcık olduğum soru bu, 94'lü olduğumu gören aynı şeyi soruyor :) Ben de sokakta oynayan son çocuğum diyeceğim ama kardeşimi sokaktan çağırmam lazım :)

Son olarak bu şarkılar çok duygusal bazen bayıyor :) Eğlenceli bir şarkıyla bitireyim;


7 Temmuz 2013 Pazar

Şarkı Çevirmece & Blog tavsiye

Severek okuduğum Şeyda'nın Şeyleri  blogunda Şeyda'nın şarkıları kendine göre çevirip yayınladığı postları okurken ( bkz. materyallerimi kaldırıyorum ) benim de daha önceden yaptıklarım aklıma geldi :) Tabi benimkiler daha kısa aslında bir tane de şarkıyı yapmıştım böyle ama onu unutmuşum :) Ben de benim çevirdiğim şarkıları paylaşayım dedim;

Bana matematiği anlat,
 Bana Türkçeyi anlat
Özet geçme direkt anlat
Anlat ki çözülsün testlerim
Ben zekiyim demeliyim
Olasılığı anlat bana
Senin gibi çözmeliyim

Bana matematiği anlat
Bana Türkçeyi anlat
Özet geçme direkt anlat
____________

Haydi gel bizimle ol,
Oturup sıralarda sayalım karnedeki notumuzu
Oradaki bir ikiler
Özenip üçe dörde 
Dönüşürler bir gün beşe

:)

Eskilerden Esintiler ~~ (Başlığa Gel :D)

Başlığıma kendim bile gülüyorum hadi dedim kalsın başka bi şey de bulamadım zaten düşünmedim daha doğrusu :) 
Geçen yazlarda ablamın kocasının [sanırım eniştemin desem daha kısa olurdu :)] köyünde çektirdiğimiz fotoğrafları paylaşayım dedim :)


Eve varır varmaz bu köpek karşıladı bizi anlayacağınız gibi bekçi köpeği. Hayvana poz ver demiştim o da verdi :) Hem de ben telefonu çıkarıp dolu olan belleği boşaltana kadar pozisyonunu bozmadı :) Artist olacak köpekmiş de... 


Kardeşimin eşeğe binme çabaları :)


Bu nohutun ilk hali. Görünen yeşil şeylerin (evet tanım bulamadım) içinde nohutlar var :) Bunlar bu şekilde de yeniyor, çünkü yumuşak oluyorlar. Ama ben sevmiyorum 


Sisli ve karamsar bir manzara... 


İnekler ^^


Menzelet barajı manzarası...


Poz verme çalışmaları...


...poz verememe çalışmaları :))




Tırmandığımız tepe buydu. Zirveye değil de bu bayrağa kadar çıkalım dedik devamından korktuk çünkü :) 
Bu bayrağı da köyün öğretmeni yapmış ve yaparken düşmüş, bir şey olmamış ama.


Ablam manzarayı çekmeye çalışıyormuş ama kenarda ben de çıkmışım ^^ Çok da düşünceliyim, halbuki hatırlıyorum yok öyle bi şey yorulmuşum demek ki :)


Vee..
Eşek sessizce uzaklaşır..
DÜZELTME: İneğe eşek demişim biriniz de uyarmıyonuz :)


Son olarak bu resmi koyayım, güneş batıyor olsa gerek..

Çok eğlenceli bir gündü ve yorucu. Tırmanmak güzel. Yürümeyi çok sevmem daha doğrusu yorucu buluyorum ama tırmanmak güzel :)

Where have you been - Come & Get It





İki video arasındaki 7 farkı bulun :)
Biraz zorlanacaksınız ama deneyin 


Bunu okuyan kişi;


Twitter'da bunu gördüm paylaşmak istedim :)
Siz ne dersiniz 'Bunu okuyan kişi' ? :) 
Belki de seni tanıyorum. Şuan kimle, nerde, napıyorsun biliyorum...
Hehe müneccim miyim ben yok öyle bi şey :p 
Bunu okuyan herkese gelsin o zaman bu resim :)

4 Temmuz 2013 Perşembe

1 Nisan YGS - 1 Temmuz LYS

Evet buradan anladığımız ÖSYM'nin olayı ''ayın ilk gününe okuyalım''
LYS açıklandı malumunuz. Ben de bir önceki yazımda ÖSYM'ye seslenmiştim, bir an önce okumalarını rica etmiştim hani tercih yapacağımdan değildi de biz de yolumuza bakalımdı :)
Evet sonuçlar açıklandı ama şu an benim kafam karışık :( 
Şimdilik tercih yapmayacağım gibi gözüküyor ama bir yandan da niye bir yıl bekleyeyim ki diyorum evet çalışmadım ama herkes eşek gibi çalışıyor değil ya en azından okumak istediğim bir kaç yer var neden bir yıl daha stres yaşayayım diyorum. Diğer taraftan ise ben bu sınav stresini hiiç yaşamadım yani hiç sınav öğrencisi olamadım en azından bu heyecanı, stresi, yorgunluğu, gecelere kadar çalışmaları, göz altı torbalarını... yaşamak istiyorum yani bunları :) Ve gerçek bir çalışmayla en azından daha iyi bir çalışmayla daha iyi yerleri kazanabilirim, belki de istediğim yeri bile kazabilirim :))
Mesela şu an için ortalama üniversitelerin Bilgisayar Müh. geliyor istediğim olarak, sonra Ankara'nın Kore dili ve edebiyatı gelebilir ama Kayseri'ninki kesin geliyor.Kore dili ve edebiyatı okumayı da çok istiyorum ama aileme hiç söylememiştim bunu pat diye söyleyince ve de Kore'ye olan takıntımı bildikleri için cevapları net oldu 'hayır'. Aslında bölüm hakkında bi bilgileri de yok ama sanırım bu saatten sonra gönülleri razı olmaz o bölüme. Sonra bazı derecelik üniversiteleri çıkartırsak iyi üniversitelerin İşletme-İktisat-Uluslararası İlişkiler'i geliyor. Yani her bölümden bi şeyler geliyor aslında :) Ama hiç biri tatmin etmiyor işte :(  
Aslında Bil. Müh. ve Kore diline ailem de razı olsa giderim ama bir yıl daha şansımı deneyeyim en kötü yapacağım yine bu puanlardır diye düşünüyorum :) 
Siz ne düşünürdünüz benim yerimde olsaydınız? Sizce bu yıl beklemeli miyim, yoksa gitmeli miyim? :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...